Herşeye rağmen Trabzonspor için işleri daha da kolaylaştırmak mümkün. Hücum hattında oynayan ve bugünlerde herkesin beğenisini kazanan Jaja-Burak-Umut üçlüsünün halihazırdaki performanslarıyla yetinmeyip oyunlarını daha da olgunlaştırmaları şart. Sıradan gitmek gerekirse Jaja için şunlar söylenebilir. Topu ileri doğru taşırken rakibi hırslandıracak manasız ayak hareketleri, ters yöne bakarak diğer tarafa atılan paslara gereksiz düşkünlük, ikili mücadelelerdeki harika top tekniğinin aksine başarısız aktörlük girişimleri gibi hem hakemi hem de rakip oyuncuyu ifrit eden hareketler bu yetenekli oyuncuyu C.Ronaldo gibi sevimsiz bir karaktere çevirebilir. Zihnini bu tür "ayak oyunları"yla doldurmaması onu daha verimli bir hale sokacaktır. Ha bir de mesafe tanımayan ama mümkünse tanıması gereken şut çekme hevesini bir an önce dizginlemelidir.
Burak Yılmaz'a gelince. Bir futbolcuda olabilecek en iyi fiziksel özelliklere sahip, şekliyle, dengeli dağılımıyla işte budur dedirten bir görüntüsü olmasına rağmen bu olanağı bu denli verimsiz kullanmak büyük handikap. Örneğin Burak'ın uzun boyuna rağmen kafa golü yok. Hatta maç başına kafaya çıktığı pozisyonlar bir elin parmağını geçmiyor. Bir de karşı karşıya kaldığı pozisyonlarda gereksiz yere toplara sert vurma alışkanlığı. Antep'e karşı attığı golden önce de kaleciyle karşı karşıya kaldığı pozisyonda kapalı köşeye vurduğu ayak üstü şutun başarısızlığı dahi onu gol vuruşu anında aynı tekniği kullanmaktan alıkoymadı. Az daha mutlak gol pozisyonunu kaleciye nişanlıyordu. Burak'ın dikkatle izlemesi ve kendine örnek alması gereken ve aslında bunun için çok yakın zamanda oldukça iyi bir fırsat da yakaladığı iki oyuncu var. Fiziksel özellikleriyle kendisini epeyce andıran bu iki oyuncu Burak'ın da UEFA ön eleme maçında karşılıklı oynama fırsatı bulduğu Liverpool'un iki siyahi oyuncusu; N Gog ve Ryan Babel. Kanatta oynadığı maçlarda Babel'i, santrafor mevkiinde ise N Gog'u takip ederse futboluna çok şey kadar. Çabuk oynama, tek paslardaki başarıları, driplingleri ve gol vuruşları bakımından bu iki oyuncuyu taklit etse takımının oyununa da müthiş bir katkı yapması ve milli takımın da değişmez oyuncusu olması işten bile değil.
Umut'a gelince onun için yapılan olumlu eleştirilere katıldığımı belirtirken, eksikliklerinin başında top kontrolündeki zaafiyeti ve topu sırtı dönükken aldıktan sonra dönememesi öne çıkıyor. Aslında Şenol Hocanın Umut'un yerine ligin başında Teofilo'yu tercih etmesindeki en önemli nedenin de Kolombiyalının topla Umut'a göre daha becerikli olduğunu düşünüyorum. Bu konudaki yetersizliği, özellikle geçen haftaki Eskişehir maçında öne çıkarak orta sahadan topla gelen ve şut arayan Jaja-Alanzinho gibi oyunculara duvar olamayışıyla atakların yay üzerinde erimesine ve puan kaybına neden oldu. Bütün psişik sorunlarına rağmen gözlerin zaman zaman Teo'yu araması tam da bu yüzden. Umut bu konuda mutlaka çalışmalı ve hırsına bir parça top kontrolü eklemeli.

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder